Prevođenje "brinuti se" na turskom jeziku:
Rječnik Hrvatski-Turski
Brinuti - prijevod : Brinuti se - prijevod : Brinuti - prijevod : Brinuti se - prijevod :
Ads
Primjeri (Vanjski izvori, nije komentiran)
Nemojte se brinuti. | Üzülmeyin. |
Prestani se brinuti. | Endişelenmeyi bırakır mısın? |
Nemojte se brinuti. | Merak etmeyin. Her şeyi bana bırakın. |
Prestani se brinuti! | Endişe etmeyi kes! |
Prestani se brinuti. | Endişelenmeyi bırak. |
Prestani se brinuti. | Endişelenmeyi kes. |
Prestani se brinuti! | Dert etme sen! |
Nemojte se brinuti. | Kalabilirsiniz. Zararınız yok. |
Nemamo se zašto brinuti. | Endişelenecek bir şey yok. |
Nemam se zašto brinuti. | Problem yok. |
Nemamo se što brinuti! | Endişelenecek bir şey yok. |
Nemate se zašto brinuti. | Hiç korkmayin. |
Nemaš se zašto brinuti. | Morgan, sen hiç merak etme. |
Možeš se prestati brinuti. | Merak etme. |
Onda se nemoj brinuti! | O zaman üzülmeyi bırak. |
Nemaš se zašto brinuti. | Endişelenecek bir şey yok evlat. |
Možeš nemoj se brinuti. | Edebilirsin, eski dost, üzülmeyerek. |
Brinuti se za mene. | Bana göz kulak olacak. |
Zeena će se brinuti. | Zeena endişelenir. |
Nemoj se početi brinuti. | Ve endişe etmeye de başlama. |
PREKASNO SE SADA BRINUTI | ENDİŞELENMEK İÇİN ARTIK ÇOK GEÇ |
Nemaš se razloga brinuti. | Endişelenecek bir şey yok ki. |
Otac će se brinuti. | Ama artık dönsem iyi olur. |
Ne moraš se brinuti. | Benim için endişelenme. |
Nemate se zašto brinuti. | O halde korkmana gerek yok. |
Zna se brinuti za sebe. | Başının çaresine bakar. |
Znam se brinuti za sebe. | Ve benim için sakın endişelenme, kendime bakabilirim. |
Ne trebate se više brinuti. | Artık dert etmenize gerek yok. |
Ti bi se trebao brinuti. | Bunu sen yapmalısın. |
Prestani se brinuti o procesu. | Şimdi, dava için kaygılanmayı bırak. |
Možemo se brinuti za sebe. | Basımızın çaresine bakabiliriz. |
Ne bih se trebala brinuti. | Endişelenmemeliyim. |
Ne moramo se uopće brinuti. | Korkacak bir şey yok. |
Nemam se zbog čega brinuti. | Nasıl gidiyor Howie? |
Nemojte se brinuti zbog toga. | Merak etmeyin. |
Ne mora se on brinuti. | Merak etmesine gerek yok. |
Moras se brinuti o Genichi. | Genichi ile ilgilenmen gerek. |
Znam se brinuti za sebe. | Bir süre idare edebilirim. |
Znaju se brinuti za sebe. | Kendilerine bakabilirler. |
Harry, ne morate se brinuti. | Harry. Rahat edebilirsin, Harry. |
Nemoj se brinuti za mene. | Sen beni merak etme. |
Netko zanosan i romantican, tko ce se brinuti kao sto se za princezu treba brinuti! | Bir prensesi taşıyabilecek, beni alıp götürebilecek şık ve romantik biriyle! |
Moraš se brinuti za moju djevojčicu. | Küçük kızıma iyi bak. |
Može li se brinuti o njemu? | Ondan sonra bakabilir miyim? |
Ja cu se brinuti o mami. | Anneme ben bakarım. |